Gitti Gidiyor'da denk geldigim bir ayrıntı.
1965 FİLATELİ DERNEĞİ ÜYELERİ ANITKABİRDE FOTO
1965'te Ankara'da açılan pul sergisi nedeniyle Ankara'ya gelen Türkiye Filateli Dernekleri üyeleri Anıtkabir'de. Kamer Arıkan, Sadık Ceylan ve diğerleri.
Cumartesi günü filateli sergimiz açılıyor. Adapazarı yirmi dört yıl sonra yeniden pullarla, birbirinden güzel koleksiyonlarla buluşacak.
Biz yaşlarda kiminle konuşsam, öğreniyorum ki bir zamanlar pul biriktirmiş. O zamanlar henüz internet iletişimine yabancıydık ve biriktirmesek de pulun günlük yaşamda bir yeri vardı. Mektuplaşırdık!
Mektup okunduktan sonra yırtılıp atılmazdı. Sonsuza kadar saklanacak gözüyle bakılırdı. Kıyılır mıydı hiç? Bir daha asla yerine konmayacak bir şeydi; tekti. Bu adrese, bana, sana, bize, o ülkeden, o kentten, bu ülkeye, bu kente doğru… bu tarihte, böyle bir kart ya da mektup gelmeyecekti bir daha. Üzerinde o pul olmayacaktı. Belki daha güzel bir pul süsleyecekti başka sefer… Onun da yeri ayrı olacaktı.
Özlem gidermede tek iletişim aracıydı. Mektup bekleme heyecanı, güçlü, gerçek bir duyguydu. Yüreği başka, kendi başka yerlerde olanların göz pınarlarında, her an coşmaya hazır dururdu…
Pul zaten görsel olarak çok güzel bir nesne. Yaşamla iç içeliği, duygusal yönü de binince üstüne merak başlıyordu. Teşvik edecek biri de varsa hele…
Adapazarlı, Sakaryalı küçükler, gençler bakın; pulculuk ya da filateli belki de bugüne kadar hiç aklınıza gelmeyen bir eğlence! Üstelik önünüzde uzanan yaşam boyunca size önderlik edecek bir uğraş. Disiplinli, düzenli, temiz, tutumlu, çalışkan, katılımcı, kültürlü, dünyayla ve olaylarla ilgili bir insan olacaksınız ister istemez. En önemlisi de; kafanızı evrensel düşünceye açacak! O düşünce ki zaman tünelinden çıkmışçasına yüklü, ama insanlığın mutlu geleceğini önceden görmüşçesine berrak!
Dostluklarınız denizler, okyanuslar aşırı olacak. Merakınız da…
Yunanlı doğa filozofu Demokritos, sofrasına gelen incirleri yerken bir bal kokusu almış. Meraklanmış! İncirlerinde alışık olmadığı bu kokunun nereden geldiğini araştırmaya koyulmuş şevkle. İncirlerin toplandığı yere gitmiş. Ne için geldiğini duyunca hizmetçi kadın gülmüş: “Boşuna kafa yormayın…” demiş. “İncirleri toplayıp bal çanağına koydum işte!” Demokritos’un canı sıkılmış. Ne güzel araştırma yapacakken bu fırsat elinden alınmış! “Hadi be sen de!” demiş kadına, “Keyfimi kaçırdın; ama ben yine de bal kokusunun incirin kendinde olduğunu varsayıp bunun nedenini araştıracağım.”
SAGÜSAD Pul Sergisi dolayısıyla biz de buna benzer bir olay yaşadık. Davetiye üzerine basılacak pul resminin üzerinde, Atatürk portresinin arkasından görünen, yarısı yıkılmış köprü, Adapazarı’ndaki Jüstinyen Köprüsü olarak biliniyordu. Sonra eşim onun yıkıldığını hiç duymadığını söyledi ve yaptığı kısa bir internet araştırmasından sonra Mersin’de de bu isimde bir köprü olduğunu öğrendik. Üstelik fotoğrafı da vardı, yıkıldığı biliniyordu ve puldakiyle karşılaştırınca ikisi tıpatıp birbirine benziyordu. Bizim için araştırma bitmişti: O köprü bizim ‘Jüstinyen’imiz değildi ve bu durumda davetiye üzerine basmamızın bir anlamı olmayacaktı.
Ancak, filatelistler için konu hala kapanmadı: Pulun sol tarafında olup köprünün arkasından görünen yükseltinin orada bulunan bir yerleşimle ilgisi… Köprünün gerçek yönüyle resimde doğan güneşe bakarak orada görünen yönü… İnternet aracılığıyla tartışma sürüyor. Bu arada başka konulara da geçiyorlar, ama buna nokta koymak istemiyorlar sanki.
Gördüğüm şu ki araştırma yaparken yeni bir bilgiye ulaşmak, onları bir ödül kazanmış gibi sevindiriyor.
Paylaşmayı çok seviyorlar. Bildiklerini birbirlerinden asla kıskanmıyorlar.
Çocuklar, gençler! İşte size bir müjde daha: Mart ayı başında M.E. Bakanlığı’nın yayımladığı bir genelgeye göre, ilköğretim ve liselerde uygulanan kütüphane, edebiyat, tiyatro gibi 'öğrenci kulüpleri' çizelgesine, 'pulculuk kulübü' de eklendi.
Tabii en erken öğrenenler ve en çok sevinenler filatelistler oldu; Filateli Federasyonu üyesi koleksiyonerlerin forumları bu haberle çalkalandı. Sevincin gerekçesini bakın ne güzel açıklıyor şu mesaj: “Arkadaşlar, bu haber filatelimiz için tarihe geçecek bir haberdir! Hepimizi heyecanlandırması gerekir. Pul kolunun okullarda yeniden ihdas edilmesine yönelik resmi karar, filatelimizi geliştirecek ve gelecekte devam ettirecek filatelistlerin yeşermesi demektir. Bu, daha fazla koleksiyoner, daha fazla sergi katılımı, ülkemizin daha iyi tanıtımı ve PTT'nin daha fazla gelir elde ederek daha iyi hizmetler sunması demektir. Ama belki her şeyden önce, gençlerimizin bilgisi ve ruh sağlığı yüksek bireyler olarak yetişmesi hedefinde çok önemli bir hobi ile tanışmalarıdır.” diyor Murat Günsur. Görüyorsunuz, bir filatelistin ufku ne kadar geniş… Ve hemen filatelistleri sorumluluk almaya çağırıyor:
“Bu hedef bağlamında hepimize çok önemli görevler düşmektedir. Okullarla iş birliği yapmak için federasyon bünyesinde mutlaka özel bir masa kurulmalıdır. Burada hazırlanacak destek programları ve stratejiler ile okullar talep etmeden, onlara ulaşmalı ve talep yaratılmalıdır. Şu anda hukuki zemin vardır, ama karşımızda odalarına ve ‘internet kafe'lere kapanarak internet sörfü alışkanlığını iyiden iyiye geliştirmiş olan öğrenciler vardır. Onlara filateliyi tanıtmak bizim görevimiz olacaktır.”
Adapazarı’nda, SAGÜSAD dernek salonlarında Cumartesi günü açılacak pul sergisinin koordinatörü Erdoğan Şen de bu forumun etkin ve saygın üyelerinden. “Her şey filateliyi çocuklara, gençlere sevdirebilmek için…” diyor. Onu SAGÜSAD olarak kutluyor ve candan destekliyoruz. Adapazarı’nın sayılı koleksiyonerlerinden Bahri Tunçaylı, Sakarya PTT Başmüdürü Yılmaz Demir ve PTT İşletme Müdürü Süleyman Öztürk de organizasyonda yer alıyorlar. Onların çabaları da gönülden ve inanınız sergi sona erdikten sonra da sürecek. Yeter ki siz küçükler, siz gençler ve bir zamanlar heveslenip destek ve paylaşım ortamı bulamamak yüzünden pulculuğu bırakmış olan bizler isteyelim… Merak edelim, soralım, araştıralım. En önemlisi, başlayalım!
Umuyoruz ki sergi, bu ilginin tohumlarını atacak ve ilk adımı attıracak. İçinde ilk Türk pullarının ve puldan önceki dönemlere ait mektupların, Atatürk’ün yaşamını anlatan pulların bulunduğu SAGÜSAD I.Atatürk Pul Sergisi, 15 Mart Cumartesi günü saat 16.15’te yapılacak törenle açılacak. İçeriği çok ilginç ve değişik konulardan oluşan sergide Adapazarı Posta Damgaları ve Atatürk Koleksiyonları ve ilk Türk pulları, Futbolun Tarihi, Pullarla Tıp, Sinema Sanatı, İlk Japon Pulları, Olimpiyat Pulları, Havacılık, Bisiklet Yarışları, İlk Cumhuriyet Pulları, Çizgi Film Kahramanları konulu koleksiyonlar dikkat çekiyor. Sergi ücretsiz ve halka açık.
SAGÜSAD’da buluşmak üzere…
Ayrıntılı bilgi için:
E-posta adresi: bilgisagusad@gmail.com
Tel: 274 09 40
Cep tel: 0544 554 57 41
Adres:
Eski Hendek Caddesi No:19/A
Orta Mahalle / ADAPAZARI
Kaynak: Bizim Sakarya Gazetesi
Dünyanın en popüler hobisi olarak bilinen pul koleksiyonculuğunun dünyaca ünlü isimlerinden biri olan Türk koleksiyoncu Mahmut Emirmahmutoğlu, Türkiye'de kıymeti bilinmeyen pulun dünyada tam bir sektör olduğunu hatta borsadan daha fazla kazandırdığını söylüyor.
KRALLARA PUL SATTI
Türkiye'de sayıları gittikçe azalan koleksiyonculardan biri de Mahmut Emirmahmutoğlu.
Bu ad çoğu kişi için pek tanıdık değil ama Türkiye'de sayıları bini geçmeyen bir azınlık için heyecan veren bir isim. Bu azınlık nesli giderek tükenmekte olan pul koleksiyoncuları, namıdiğer filatelistler. Emirmahmutoğlu, yıllarını "çocuklarım" dediği pullara adamış, sahip olduğu koleksiyonla ünü Türkiye sınırlarını aşmış biri. Bir ilim olarak tanımladığı filatelide, "Osmanlı Posta Damgaları" alanında uzman.
Pul koleksiyonculuğu alanında uluslararası üne sahip olan Mahmut Emirmahmutoğlu, Suudi Arabistan Kralı Fahd ve ailesindeki diğer Suudi prensleri, Libya lideri Muammer Kaddafi, Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz gibi ünlü isimlere de pul satmış. Ülkemizin filateli madeni olduğunu vurgulayan Emirmahmutoğlu, varlıklı kesimin pullara ilgisiz kaldığını belirterek, "Zenginlerimiz tablo biriktiriyor, çünkü pulla gösteriş yapılmıyor" diyor.
Dünyada en önemli pulların Osmanlı pulları olduğunu söyleyen Emirmahmutoğlu, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: "Osmanlı'nın bağrından 20 ülke çıktı. Pulu ilk kullanan ülkelerin başında Osmanlı Devleti geldiği için bu ülkelerin posta tarihi de Osmanlı'yla başlar. O yüzden Osmanlı pulları çok değerlidir" diyor.
HER ESKİ PUL DEĞERLİ DEĞİL
Pulculuğun başlı başına bir ilim olduğunu ifade eden Emirmahmutoğlu, herhangi bir konuda koleksiyon yapan kişilerin o konuda uzmanlaştığını ve üç üniversite bitirmiş gibi olduğunu belirterek, kendisinin eczacılık okumasına rağmen çok ciddi bir tarih bilgisine sahip olduğunu söylüyor. Pul koleksiyonculuğuna Türkiye'de hakkettiği değerin verilmediğinden yakınan Emirmahmutoğlu, "Türkiye'de gençler filateliyle ilgilenmez hatta 'gel sana pul koleksiyonumu göstereyim' espirisiyle küçümser. Oysa dünyada 350 milyon insanın ilgilendiği en popüler hobilerden biridir pul koleksiyonculuğu" diye konuşuyor.
Türkiye'de kıymeti bilinmeyen pul koleksiyonculuğunun Avrupa'da büyük bir sektör olduğuna dikkat çeken Emairmahmutoğlu, "Pulculuk dünyada yaygın bir meslek. 151 yıl önce hatalı renkle basılan bir İsveç pulunun 12 milyon Amerikan Doları değerinde olduğu düşünüldüğünde, pulculuğun dünya ölçeğindeki yeri daha iyi anlaşılıyor. Bir de işin mezat boyutu var. Almanya'da pul alım-satımı yapan 50 mezat şirketine karşılık Türkiye'de sadece İSFİLA ayda bir benzer organizasyonlar yapıyor. Bizde ticari yönü pek bilinmediği için yapılmayan pulculuk, aslında dünyanın en çok kazandıran yatırımlarından biri, hatta borsadan bile çok kazandırıyor" dedi.
Pul konusunda bilinen en önemli yanlışın pulun değerinin eskiliğiyle ölçülmesi olduğunu söyleyen Emarmahmutoğlu, " Çok eski pulum var, kaç para eder?' sorusu yanlış. Değerlilik ölçüsü, pulun eskiliği değildir. Mesela Osmanlı döneminden kalma damgalı pulların yüzde 95'i on para etmez, çünkü bu pullardan çok fazla var" diye konuştu.
PARMAK İZİ BİLE OLMAMALI
Koleksiyoncu olmak isteyen gençlerin önce PTT Filateli şubesine üye olmaları gerektiğini ifade eden Emirmahmutoğlu, Türkiye'de pul merakının eğitim yoluyla geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Yeni koleksiyonerlere de nasihatte bulunan Emirmahmutoğlu, "Meraklılara tavsiyem şu, her 'toplama' koleksiyon olmaz. Derlemesi ve tasnifi yapılmayan biriktirmeleri koleksiyon kapsamına alamazsınız. Her şeyi de toplayacağım diye uğraşıp dağılmamak gerek. Belirli bir konuda çalışılmalı. Ayrıca toz, nem, aşırı sıcaklık, parmak izi bir de defterin uzun süre havalandırılmaması pula zarar verir. Bu işe merak salanların bunlara dikkat etmesi lazım" dedi.
BAĞIMSIZLIĞIN SEMBOLÜ
Emirmahmutoğlu, bayrak ve paradan sonra bir devletin bağımsızlığının en önemli sembolünün pul olduğunu belirterek pulun önemini anlatıyor. Ayrıca tarihe tanıklık eden pullarla yakından ilgilenenlerin de ülkelerin tarihini, coğrafyasını, ekonomisini, ünlü kişilerini, güzelliklerini, sosyal hayatlarını ve geleneklerini kolaylıkla öğrenme imkanı bulduğunu da sözlerine ekliyor.
Koleksiyonculuk 1840'ta başladı
İngiltere'de 1840 yılında, genç bir adam başka şehirde yaşayan nişanlısına mektup gönderir. O tarihte mektup gönderen değil, alan kişi parasını öderdi. Ancak genç kız posta idaresine ücretini ödemez. İngiltere posta müdürü Rowland Hill, kızın yoksul olduğunu düşünerek ücretini ödeyerek mektubu kıza uzatır. Genç kız çekinerek, "Boşuna aldınız, içi boş" der. Nedenini soran Rowland Hill'e genç kızın cevabı daha da ilginçtir: "Mektup nişanlımdan ve biz mektubun üzerine işaretler koyarak ücretsiz haberleşiyoruz." Bu olay üzerine Posta İdaresi, ücreti alıcının değil, göndericinin ödemesi kararını alır. Böylece ilk pul basılarak mektupların üzerine yapıştırılır. Koleksiyoncuk ise yine 1840 yılında basılan ve kraliçe figürlerinin yer aldığı pulların kullanımıyla başlar. Genç bir ev kadını kendisine ve komşularına gelen mektupların üzerindeki pulları evinin duvarlarına yapıştırır.
18.11.2007 ZEYNEP ÇİFTÇİ
Kaynak: Yeni Şafak
TEKLİ PULLARDA ATATÜRK |
SERİ PULLARDA ATATÜRK |
SERİ VE ÖZEL PULLARDA ATATÜRK |
YABANCI ÜLKE PULLARINDA ATATÜRK |
Alıntıdır;
Sergide ilk Türk pulları, Kurtuluş Savaşı dönemi pulları, Atatürk konulu koleksiyonlar, 'Dünya Pullarında Atatürk', Adapazarı ilk posta damgaları, Adapazarı Kurtuluş Günü damgaları, tablo pulları, futbolun tarihi, Japonya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, çizgi film karakterleri gibi çeşitli konularda pek çok ilginç koleksiyon, büyük bir disiplin içinde Adapazarlılara sunuldu. Adapazarılılar için görülmeye değer bir sergi oldu.Kaynak: SAGÜSAD