15 Ekim 2008 Çarşamba

Pul nostaljisi - SEZER TANSUĞ

Pul nostaljisi

SEZER TANSUĞ

Pul koleksiyoncusu hiç olmadım, hatta fazla meraklısı bile sayılmam posta pulunun. Fakat her görsel alana değinme zorunluluğu yüzünden, bu görsel olguyu da gündeme getirmenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Pul konusuna bırakın sıradan bir sevgi ilgisiyle eğilenleri, yatırım düşüncesiyle yaklaşan daha çok insan var gibi görünüyor; ama işin o yanı beni hiç ilgilendirmiyor. İlgi çekici olan, ulusal ya da uluslararası haberleşmelerde, pul aracılığıyla kolektif nitelikte bir görsel akışın sağlanması.

Postane bankolarında damga makineleri yaygınlaşalıberi, mektuba pul yapıştırmak gibi ayrıcalı bir zevkten de yoksun kalındı. Pullarla oluşturulan tarihsel, sanatsal, çevresel vb. gibi çeşitli alanlardan, çeşitli vesilelerle seçilmiş diziler de tümüyle spesifik bir ilgiye hedef olmaktan öteye gidemiyor. Mektuplaşma geleneğinin zaafa uğradığı, yani telefon aracıyla sık sık gerçekleşen sözlü iletişimin, yazılı iletişimin önüne geçtiği oranda, mektuplaşmanın özgün bir tadı olan pullama işlemi de çaptan düşüyor. Eski allanmış pullanmış deyiminin bile artık önemi kalmamış görünüyor. Bu deyimin pula önem ve değer atfeden anlamına karşın, paranın pula döndüğü, "altının geçmez akçe pul olduğu" gibi söylemlerse pul kavramını bir hayli küçümsüyor. Pulun daha nice anlamlara geldiğini, daha nice unsuru isimlendirdiğini anlamak için Türkçe sözlüklere de bakmak gerekiyor. Tavla pulundan, pul pul dökülmeye kadar çeşitli karşılığı bulunan, oldukça zengin bir kavram değeri taşıdığını da anlıyorsunuz pulun.

Pulun görsel bir değer sistemine dönüşmesini amaçlayan serilerde, posta teşkilatlarında etkinliği hissedilen devletlerin ulusal kriterleri ve bunlara uygun tercihleri rol oynuyor. Tarihsel ya da çağdaş sanat eserlerinin "pul serilerine" geçtiği örneklerden, devlet başkanları ya da krallar başta olmak üzere, ünlü kişiler ve anılmaya değer olaylar da bu serilerde yerlerini alıyorlar. Ülkenin ekonomisi ya da tanıtımına katkıda bulunan ünlü ya da popüler kişilikler de pul dizilerine mal oluyor elbet. Ulusun bir simgesi haline gelen popüler isimler, bazen Brigitte Bardot gibi sinema oyuncularına varıncaya değin, pul tarihindeki yerleriyle de sansasyonel ünlerini pekiştirmiş oluyorlar.

Ünlü tabloların yanı sıra, tanınmış yazarlar, şairler, mimarlar, politikacılar ve ulusal kahramanların resimleriyle süslenen pul serileri, bir saygı ifadesi taşıdıkları kadar, sistematik ve tarihsel bir düzenlemeye bağlı olarak toplumsal iletişime de arz edilmişlerse, belgesel bir işlevle bile donatılmış oluyorlar. Bunların eğitici değerlerini küçücük boyutları içinde ne denli koruyabilecekleri konusuna gelince, bu soruna biraz ihtiyatlı yaklaşmakta yarar var.

Pul serileri içinde, bu alana geniş bir malzeme olanağı sağlayabilen resim sanatı örneklerinin özellikle belirtilmesinde yarar görülebilir. Sanat tarihine ait önemli eserlerin bir pul ölçeğine indirgenmesiyle, işin "tarihsel ve sanatsal boyutundan" çok, "koleksiyon boyutu" vurgulanmış görünüyor. Bunun ötesine geçebildiği de bir hayli kuşkulu. Eğitici bir işlevi olması ve benzer yararlar sağlaması dışında, pul dizaynı için bütün bu örnekler sıradan bir vesile olmaktan öteye pek gitmemiş oluyor. Doğrusu da, sanırım sanat eserlerini pula vesile etmek olmamalı, bu alanı her zaman grafiker düzeyinde değerlendirmeli.



Kaynak: Zaman

Hiç yorum yok: