15 Ekim 2008 Çarşamba

Para Pul Oldu - Ali Akyıldız


Pul ve para ayrılmaz ikilidir sahaflarda. Hangi pulcuya girsem mutlaka dukkanda bir yerlerde para ile ilgili materyallerde bulunur. Bu haberde parayla ilgili bir kitapla ilgili. Büyük bir ihtimalle görmüş hatta almışsınızdır "Para Pul Oldu"'yu. Alınmalıda.
Kitapın bilgilerine gelirsek. Kitabı Ali Akyıldız hazırlamış ve İletişim Yayınlarından basılmış. 496 sayfa. İnternette rahatlıkla spariş verebileceğiniz yerler bulabilirsiniz.

ve kısaca;
Osmanlı İmparatorluğu’nda kâğıt paranın (kaime) kullanımı imparatorluğun yaşadığı uzun modernleşme sürecinde dikkat çekici bir deneyimdir. Kapitalizmin kendi “imkânları” ile gelişmediği bir “piyasada”, kâğıt paranın devletin câri giderlerini finanse edeceği bir araca dönüşmesi ise kaçınılmazdır. Ali Akyıldız Para Pul Oldu: Osmanlı’da Kâğıt Para, Maliye ve Toplum ile, malî bunalım dönemlerinde devletin kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkardığı kaimenin tarihini incelerken, toplumun kâğıt para ile kurduğu ilişkiyi, ona karşı gösterdiği güvensizliği ve kendini paradan koruma mekanizmalarıyla kâğıt paranın devlet için yarattığı sorunları uzun ve meşakkatli bir arşiv çalışmasının ürünü olarak sunuyor. “Para pul oldu” deyişinden, kalpazanların işlerini mükemmel yapmalarını kısıtlayan cezalara ve bunları gösteren belgelere; kâğıt parayı basan devletle, sahte paralarla ve kâğıt paranın yarattığı sorunlarla başa çıkamayınca bunları toplamak için halktan tekrar “zorunlu yardım” toplayan devletin aynılığı noktasına dikkat çeken bu çalışma, aynı zamanda Osmanlı’nın kapitalizm ile kurduğu ilişkinin devlet ve piyasa arasında nasıl bir dönüşüme uğradığını anlamak için de karşımıza oldukça canlı ve renkli bir tablo koyuyor.

Pula değişik bir bakış acısı


Pulu hayatın içine sokmanın değişik yöntemleri var, işte bunlardan bir bugün internette dolaşırken tesadüfen karşıma geldi. :) Tırnak süslemede pul yöntemi. Pullara hiç bu yönüyle bakmamıştım. Daha önce klavye süslemesi için kullanılan yöntemi sizlerle paylaşmıştım ama bu bambaşka bir boyut pulculukta. :)

Köyde pul sergisi

Haber arşivlerinde gezinken gözüme takılan eski bir haber;

Köyde pul sergisi

43 yılda 200 bin pul birikterin Fevzi Ablak (67), koleksiyonundan 16 bin pulu köyünde sergileyecek.

Köyde pul sergisi
KAYSERİ (A.A)
Kayseri'nin Yeşilhisarilçesine bağlı Soğanlı köyünde 43 yıldır pul biriktiren Fevzi Ablak (67), koleksiyonunda yer alan 200 binden fazla puldan 16 binini, köyünde açacağı sergide tanıtacak.Ablak, posta pulunun dünyada ilk kez 1840 yılında İngiltere'de kullanılmaya başladığını, 43 yıldır biriktirdiği 200 bine yakın pul arasında bu tarihli pullardan da bulunduğunu söyledi. Biriktirdiği pulların bazıları ile telefon kartı ve ilk gün zarflarından oluşan koleksiyonunu, köyünde açacağı bir sergiyle tanıtmayı amaçladığını belirten Ablak, şunları kaydetti:"Yaptığım araştırmada, daha önce Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Edirne,İstanbul, İzmir, Samsun, Tekirdağ ve Trabzon'da benzer sergilerin sadece il merkezlerinde açıldığını öğrendim. Türkiye'de ilk kez bir köyde pulsergisi açılmış olacak. Bu sergi, Kapadokya'nın çıkış kapısı olarak bilinen kayadan oyma kiliselerin yer aldığı, yöre halkı tarafından yapılan bez bebekleriyle ünlü Soğanlı köyünün tanıtımına katkı sağlayacaktır." Soğanlı köyünde pansiyon da işleten Ablak, hayatta kaldığı sürece, 20 değişik ülkeye ait pulun bulunduğu koleksiyonuna yenilerini katmayadevam edeceğini söyledi. Ablak'ın sergisi, 21 Haziranda açılacak.

14.06.2008


Kaynak: Yeni Şafak

Pul nostaljisi - SEZER TANSUĞ

Pul nostaljisi

SEZER TANSUĞ

Pul koleksiyoncusu hiç olmadım, hatta fazla meraklısı bile sayılmam posta pulunun. Fakat her görsel alana değinme zorunluluğu yüzünden, bu görsel olguyu da gündeme getirmenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Pul konusuna bırakın sıradan bir sevgi ilgisiyle eğilenleri, yatırım düşüncesiyle yaklaşan daha çok insan var gibi görünüyor; ama işin o yanı beni hiç ilgilendirmiyor. İlgi çekici olan, ulusal ya da uluslararası haberleşmelerde, pul aracılığıyla kolektif nitelikte bir görsel akışın sağlanması.

Postane bankolarında damga makineleri yaygınlaşalıberi, mektuba pul yapıştırmak gibi ayrıcalı bir zevkten de yoksun kalındı. Pullarla oluşturulan tarihsel, sanatsal, çevresel vb. gibi çeşitli alanlardan, çeşitli vesilelerle seçilmiş diziler de tümüyle spesifik bir ilgiye hedef olmaktan öteye gidemiyor. Mektuplaşma geleneğinin zaafa uğradığı, yani telefon aracıyla sık sık gerçekleşen sözlü iletişimin, yazılı iletişimin önüne geçtiği oranda, mektuplaşmanın özgün bir tadı olan pullama işlemi de çaptan düşüyor. Eski allanmış pullanmış deyiminin bile artık önemi kalmamış görünüyor. Bu deyimin pula önem ve değer atfeden anlamına karşın, paranın pula döndüğü, "altının geçmez akçe pul olduğu" gibi söylemlerse pul kavramını bir hayli küçümsüyor. Pulun daha nice anlamlara geldiğini, daha nice unsuru isimlendirdiğini anlamak için Türkçe sözlüklere de bakmak gerekiyor. Tavla pulundan, pul pul dökülmeye kadar çeşitli karşılığı bulunan, oldukça zengin bir kavram değeri taşıdığını da anlıyorsunuz pulun.

Pulun görsel bir değer sistemine dönüşmesini amaçlayan serilerde, posta teşkilatlarında etkinliği hissedilen devletlerin ulusal kriterleri ve bunlara uygun tercihleri rol oynuyor. Tarihsel ya da çağdaş sanat eserlerinin "pul serilerine" geçtiği örneklerden, devlet başkanları ya da krallar başta olmak üzere, ünlü kişiler ve anılmaya değer olaylar da bu serilerde yerlerini alıyorlar. Ülkenin ekonomisi ya da tanıtımına katkıda bulunan ünlü ya da popüler kişilikler de pul dizilerine mal oluyor elbet. Ulusun bir simgesi haline gelen popüler isimler, bazen Brigitte Bardot gibi sinema oyuncularına varıncaya değin, pul tarihindeki yerleriyle de sansasyonel ünlerini pekiştirmiş oluyorlar.

Ünlü tabloların yanı sıra, tanınmış yazarlar, şairler, mimarlar, politikacılar ve ulusal kahramanların resimleriyle süslenen pul serileri, bir saygı ifadesi taşıdıkları kadar, sistematik ve tarihsel bir düzenlemeye bağlı olarak toplumsal iletişime de arz edilmişlerse, belgesel bir işlevle bile donatılmış oluyorlar. Bunların eğitici değerlerini küçücük boyutları içinde ne denli koruyabilecekleri konusuna gelince, bu soruna biraz ihtiyatlı yaklaşmakta yarar var.

Pul serileri içinde, bu alana geniş bir malzeme olanağı sağlayabilen resim sanatı örneklerinin özellikle belirtilmesinde yarar görülebilir. Sanat tarihine ait önemli eserlerin bir pul ölçeğine indirgenmesiyle, işin "tarihsel ve sanatsal boyutundan" çok, "koleksiyon boyutu" vurgulanmış görünüyor. Bunun ötesine geçebildiği de bir hayli kuşkulu. Eğitici bir işlevi olması ve benzer yararlar sağlaması dışında, pul dizaynı için bütün bu örnekler sıradan bir vesile olmaktan öteye pek gitmemiş oluyor. Doğrusu da, sanırım sanat eserlerini pula vesile etmek olmamalı, bu alanı her zaman grafiker düzeyinde değerlendirmeli.



Kaynak: Zaman

Ayine-I Iskender - Iskender Pala

Ayine-I Iskender

Iskender Pala
Pul uzerine cesitlemeler
Gunumuzde her millet posta puluna onem vermekte ve onu tarihi, cografi, siyasi, ticari, turistik ve sanatsal propaganda araci olarak kullanmaktadir. Vaktiyle demirperde ulkeleri buna ciddiyetle egilmisler ve sik sik degistirdikleri pullar sayesinde cok olumlu neticeler de elde etmislerdi.
Pul, hemen her ulkede devlet tarafindan kiymetli evrak kategorisinde bastirilir ve uzerlerine konulacak resimler belirli gunleri, tarihi kisi ve olaylari, turistik guzellikleri vs. yansitir. Bu bakimdan pullar daha ziyade milletlerin milli taraflarini ortaya cikarip teshir eder.
* * *
Osmanlilar devrinde posta hizmetlerini goren kisilere tatar denir ve bu kisiler kucuk yapili insanlar arasindan secilip at sirtinda ulkenin bir ucundan digerine kisa surede ulasarak haberlesmeyi saglarlardi. Tatarlar daha ziyade mektup tasir, koliler de kervanlar vasitasiyla yahut daha sonralari ozel posta arabalariyla tasinirdi. Western filmlerinde sik sik gordugumuz posta arabalari bunun Amerikancasi olur. Guvercinler ise genellikle sifre tasiyan casus kuryeleri ola gelmislerdir.
Eski tarihlerimiz ve Evliya Celebi zengin posta ve tatar hikayeleri kaydederler. Ancak o donemlerin posta hizmetleri daha ziyade resmi haberlesmeler icin olup halkin posta idaresiyle ilk tanismasi 1840 yilina rastlar. Halka hizmet veren ilk postahane de Istanbul Sirkeci'de 1890 yilinda yaptirilan Eski Postane'dir ki simdi bu binada Is Bankasi bulunuyor.
Ulkemizde ilk posta pulu 1862-63 yillarinda posta nazirligi yapan unlu gazeteci Agah Efendi zamaninda kullanilmistir. Bu tarih, Ingiltere'de pulun icadindan yirmi iki yil sonradir. Ilk posta pulumuzun uzerinde Sultan Abdulaziz'in tugrasi yer alir ve darphane-i amirede tasbasmasi usuluyle basilip boyali sungerlerle renklendirilirmis. O donemlerde henuz zarf kullanilmaz, mektuplar Bagdadi ince kagitlara yazilip yazi iceride kalacak sekilde katlanarak pul, kagidin sirtina yapistirilirmis.

berceste
Nice arz idem aceb suz-i dili
dildara ben Name gondersem kebuter iltemez biryan olur
Hayreti (o. 1535)
Gonlumdeki atesi acaba sevgilime nasil arz edeyim, bilmiyorum. Eger mektup gonderecek olsam, korkuyorum ki guvercin, o atesli mektubu iletemeden yanar kul olur.

Pulun icadi ve bir Iskoc masali
Dunyada filateli ile ilgilenenler ve pul koleksiyonu yapanlar arasinda soyle bir hikaye anlatilir:
1815 yilinda Napolyon, Waterloo'da yenilmis, Ingiltere de savasta bozulan ekonomisini duzene koymak uzere cesitli tedbirlere basvurmustu. O yillarda Ingiltere'de posta ucretleri gonderenden degil alicidan tahsil ediliyor ve posta idaresi bir turlu kar edemiyordu. Dahasi, verilen hizmete gore devlet butcesine buyuk katkida bulunmasi gereken posta teskilati her gecen gun zararini artiriyordu. Devlet, posta mufettisi Rowland Hill'den bu konuyu arastirmasini istedi.
Hill, o sirada bir Iskoc koyune tatile gider. Kaldigi hanin lokantasinda otururken postacinin biri fakir bir Iskoc kizina mektup getirir. Kiz, Londra'daki nisanlisindan gelen zarfi eline alarak evirip cevirdikten sonra parasi olmadigi icin mektubu alamayacagini soyleyip iade eder. Hill, yoksul kizin durumuna aciyarak mektubun parasini odemeyi teklif ederse de kiz kabul etmez ve hemen oradan ayrilir. O sirada postaci butun Iskoc kizlarinin boyle yaptigini ve mektuplari bosu bosuna tasiyip durmaktan biktigini anlatir. Rowland Hill, durumdan suphelenerek kizin mektubunu postacidan alir. Hayret!.. Zarfin icinde mektup yoktur. Sonra gidip kizi bulur. Meger cozum basitmis. Kiz ile delikanli, zarfin uzerindeki isaretler ile anlasmaktadirlar. On yuzdeki isaretler bir anlama, arka yuzdekiler baska anlama gelmektedir. Hill o gunden itibaren posta ucretini alicidan degil, gondericiden alabilecegi bir sistem dusunmeye baslar. Posta ucretinin, memleketin her yerinde ayni olmasi gerektigine ve bunun da gondericiden tahsiline dair bir rapor hazirlanip hukumete sunar. Kendisine posta ucretini nasil alacagi soruldugunda da daha onceden hazirladigi ve pullarin atalari sayilan kucuk etiketleri gosterir. Tarih 6 Mayis 1840'tir.
Hill'in fikri kabul edilir ve onceleri zarfa ilistirilen etiketler giderek bir yuzu yapiskanli pullara donuserek kullanilmaya baslanir. O yil Ingiltere Posta Idaresi'nin geliri 70.000 sterlinden 850.000 sterline yukselir. Bu uygulama giderek diger devletlerce de kabul edilir ve is, gunumuzdeki pul koleksiyonculuguna kadar varir.

Iletisim ve dil
"Turkce'de" halk kelimesi cok kullanilmasina ragmen anlami uzerinde en az durulan kavramlardandir. Cesitli tanimlara yol acacak kadar da anlamli ve zengin bir kelimedir. "Turk halki, halk hakimiyeti, halk hukumeti, halkin kurtulusu" gibi tamlamalarda da kavram, milletin iceriden gorunusudur. Millet de halkin disaridan gorunusu oldugu icin iki kelime de ayni anlamda kullanilir. Fakat halk kelimesi 'milletin bir bolumu' anlamini da alabilir: "Halk bahcesi, halk (tipi) ekmek, halk kutuphanesi" gibi soyleyislerde mutlu ve zengin bir siniftan ayri bir kesim, halk tabakasi anlamindadir. "Halk muzigi, halk oyunu, halk edebiyati" ifadelerinde de halk, aydin kesimden ayri bir tabakayi dile getirir."
Bu satirlari degerli arastirmaci Dr. Isa Kayaalp'in Iletisim ve Dil adli yeni kitabindan aldik. Halkla iliskiler ekseninde dilin onemi ve yerini tespit eden bir doktora calismasi olan kitap, bilimsel bir gayretin urunu. Sayin Kayaalp'in uslup ve anlatimdaki basarisi da kitabin bilimselligini bir kat daha guzellestirip zevkle okunur kilmis.
Turkiye Diyanet Vakfi Yayinlari arasinda nesredilen kitap (Ankara 1998), halkla iliskilerin sirrina ermek ve dilin neler basardigini gormek isteyenler icin bir kaynak eser.

Filateli kelimesi hakkinda
Filateli kelimesinin kokeni Yunanca'ya dayanir. "Philos" Yunanca'da "seven, dost" demektir. "Ateleia" ise "onceden odeme"yi karsilar. Iki kelimenin birlesmesi ile "sevenin odedigi, ucreti dost tarafindan odenmis olan" gibi bir anlama gelir ki kelime ilk defa bir posta terimi olarak 1864 yilinda Paris'te yasayan B. Herpin adinda bir Fransiz tarafindan kullanilmistir. Yani filateli, Yunancadan turetilmis Fransizca bir kelimedir. Pul koleksiyoncularina da filatelist denir.


Kaynak: Zaman

Sihirli



İnterneti gerçekten çok seviyorum. Araştırma yaparken kimle yada neyle karşılaşacağınız belli olmuyor. Pulla ilgili google da kaynak ararken Sihirli Gazete başlıklı bir yönlendirme ile karşılaştım. Merak ederek linki tıklandım çünkü pulculukla nasıl bir ilişkisi olduğunu merak ettim. İyide etmişim.
Sihirli Tur adlı bir firmanın alt hizmetlerinden biriymiş Sihirli Gazete. Gazeteye ait sayfalarda da pullarla ilgili güzel bir çalışma var. Tahminimce de Haluk Özözlüye ait bir siteler zinciri. Haluk bey sağolsun pul ve kartpostal için kaynak sayılabilecek sunumlar hazırlamış sitesinde. Gezmenizi ve keşfetmenizi tavsiye ederim. Ben büyük bir zevk aldım. Favorilerime de ekledim. :)
Ayrıca Araba temalı pullar içinde özel bir köşe oluşturmuk Haluk Bey. İlgi çekici bir ayrıntı olmuş. Gözümden kaçmış başka şeylerde olabilir sitede. :)